İlk 2 ayımız ve kıyafetlerimiz....

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba!

Bade'nin ilk 2 ayından ve tabi ki de kıyafetlerinden bahsedeceğim bu yazımda. 

Öncelikle bir kolaylık önererek başlamak istiyorum. Herkes bebek doğduktan sonra evinde bebek için bir düzen kurmak ister. Odasını doğmadan önce hazırlıyoruz (bu arada şimdi aklıma geldi, oda konusunda da bir yazı yazmalıyım mutlaka) ama asıl yaşam alanı 4 aya kadar kendi odası olmuyor. Bizde salon olmuştu. Hala da salonun en güzel köşesine hanımefendi kurulmuş durumda :)
Kolaylığa gelince; kıyafetlerini koymak salona bir sepet koyduk. Sepetin içine günlük giyeceği kıyafetlerden koyduk. 2 tulum, 2 alt, 2-3 body, 2 çorap, 2 eldiven, 2 şapka, mendiller  vs. Bu sayede içeriye odaya gitmeden gün içerisindeki ihtiyaçlarımızı bu sepetten karşılayabiliyorduk. Yeni anne olacaklara benden tavsiye!

Bu dönemde kullandığımız en önemli kıyafetimiz uyku tulumlarımızdı. Gece üzerini örtmeyin, nefes alamaz vs. gibi söylemlerden korkup Bade'ye ilk günden itibaren uyku tulumu giydiriyoruz, altı çuval gibi olanlardan. Artık kız büyüdüğü ve ayaklarını rahat hareket ettirmek istediği için şimdi ayaklı uyku tulumlarına geçeceğiz.

Bu ilk 2 ayda, en çok Carters tulumları giydik, çok kullanışlılardı özellikle de çıt çıt yerine boydan boya fermuarlı olan tulumları kesinlikle tavsiye ederim. Tabi bir de popo kısımlarına koydukları o desenler yok mu tam yemelik! Bu arada Carters Türkiye'de yoktu, bizim kıyafetlerimiz Kanada'dan gelmişti ama artık Türkiye'ye de geldi Carters. Bildiğim kadarıyla Kemerburgaz ve Metrocity'de var. Tabi ki yurtdışı fiyatlarından biraz pahalı :(

Tulumların dışında H&M alt üstleri de çok kullandık. Renkleri, desenleri çok güzel, her kıyafetin bir de altıyla takım şapkası var tabi :) Bu takımlar da baby shower partisinde bizim kıza gelen hediyelerden, sahiplerine buradan teşekkürler!

İşte onlardan bazıları;

Son olarak ilk 2 aydan bahsetmişken 40 mevlüdünden bahsetmemek olmaz tabi...

Yakalı bluz Zara, saç bandı B&G Store, ayakkabı SMYK, kıyafet de yeğeni Selen'indi :)

Diğer aylar, kıyafetler ve en önemlisi aksesuarlarımızla ilgili gelecek yazılarımı takipte kalın :)
Sevgiler!

Hastanede bir ilk! Süslü Bade doğdu :)

Evveeettt, sıra geldi Bade'nin doğumuna...

Bade'nin doğum çantasında, fotoğraf çekimi için birbirinden kokoş kıyafetler, mini akseuarlar, en önemlisi de daha saçının olup olmayacağını bilmediğim kızım için aldığımız saç bantları ve saç tokaları da hazır bulunuyordu. Ama size tavsiye vereyim, -ki ben o zamanlar bilmiyordum- 0-3 bedenden daha küçük olan yenidoğan bedeni diye bir beden de varmış. Bebek ilk doğduğunda 3.540 gibi ortalama kiloda olan bir bebek bile olsa 0-3'ler büyük geliyor! Doğum çantanızın en kokoş parçaları onlardan olsun ki, benim gibi hüsrana uğrayıp mothercare'in en standart tulumlarıyla poz verdirmek zorunda kalmayın minnoşunuza :)

Neyse doğuma geri döneyim... Bundan sonra olacakları ben ameliyatta olduğum için birebir yaşamadım ama anlatanların ağzından anlatayım. Bade doğduktan, yukarıya çıkartıldıktan sonra bizimkiler hemşirenin yanına gidip "bizim kızın başına şu bantlardan bir tanesini (bir tomar) takar mısınız?" demişler. Hemşire de "bu çocuk yeni doğdu, bıngıldağı vs. takamam" demiş. Bizimkiler ısrarcı "Annesi doğuma girerken 50 kere tembihledi, vallahi takmazsanız çok üzülür" demişler, allem etmiş kallem etmişler ve hemşireyi ikna etmişler. Hemşire de teker teker tüm bantları deneyip, en geniş olanını bulup almış ve Bade doğduğu anda kıyafetten önce bant takan süslü kız olarak bir ilk oldu ve kayıtlara geçti ;)

İşte sonrası;

Bu arada aynı gün hastanede iki Bade doğmuş. Bizimkinin ismini hemşireler ne koymuş dersiniz? Hiç şaşırmayacaksınız "Süslü Bade". Hala Amerikan Hastanesi'ndekiler bizim kızı görünce Süslü Bade gelmiş diye tanırlar, ün yaptı minnoş.

Yılbaşına nasıl girersen tüm yılın öyle geçer derler ya, bu da nasıl doğarsan tüm yaşamın da öyle gider misali, doğduğu günden beri bantsız gezmiyor bizim kız :)

Çeşit çeşit bant ve kokoş kıyafet kombinasyonlarımız daha sonraki yazılarımda olacak. Beni ve Bade'yi takipte kalın!

Sevgiler...

Doğumda da anne kokoş...

Odayı hazırladık, tıbbi olarak tüm kontrollerden geçtim, ben hazırlandım, doğum öncesi fotoğraf çekimleri yapıldı. Bu sırada hastanedeki yakınlarım ve arkadaşlarım bana tırnaklarımdaki ojeyi sordular. Beni tanıyanlar bilir ojesiz şuradan şuraya gitmem ama ameliyatta çıkarmak gerekecekti. Ben yine planlı kişiliğim (altında kokoş kişiliğim de ağır basmış olabilir) sayesinde daha önce hastaneye gidip, hangi renk oje sürersem çıkarmazsınız diye sordum :) Evet bunu yaptım! Sonuca değdi ama! French ojeli olursa ameliyatta çıkarmayız dediler ve ben ojeli tınaklarımla ameliyata girdim. Ne yapayım benim için en özel günlerden biriydi, kızımı karşılayacaktım, ojesiz olmazdı. Tabi makyaj ve fön de eksik olmazdı, olamazdı :)

Doğum sonrası takacağım farklı loğusa taçlarım da hazırdı. Adet kırmızı derler ama tüm odanın konsepti ve gecelikler pembeyken, ben kırmızı taç takamazdım. Tabi ki pembe taç taktım, ileride bir erkek çocuğum olursa onda da mavi taç takacağım inşallah....

Ama bu kadar hazırlık yapan, hastaneyle gidip konuşan eden ben, doğuma girerken kafama takılan o mavi kepi düşünememiştim. Mavi! Şaka gibi resmen mavi, çirkin mi çirkin, süsü püsü olmayan bir şey! Bir de ne göreyim doğumdaki tüm ekipte (doktorlar, anestezist, hemşireler, hastabakıcılar) rengarenk, üzeri desenli, koton kepler vardı. Öğrendim ki Amerika'dan getirtiyorlarmış. Doktorumla anlaştım, ikinci doğumuma bana da o süslü keplerden getirecek :)

Neyse doğuma girdim, ellerim yanda olduğu için eşim Fadıl, bana destek vermek adına alnımı okşuyor. Bense o stresle ne dedim dersiniz? "Alnımı mıncıklayıp durma makyajımı bozuyorsun" Kokoşluk konusunu abartabiliyorum şekil 1a'da görüldüğü gibi... 

Bir de midem bulandığı için oksijen maskesi taktılar operasyon sırasında. Ben mide bulantımı, acımı, sızımı unuttum, kafayı o maskeye taktım... İçimden diyorum ki "Eyvahhh tüm resimlerde maskeli çıkacağım".

Neyseki  fotoğrafçımız Şengül Pallı, işinin o kadar uzmanı ki, önemli karelerde maskeyi çıkartıp öyle çekti fotoğraflarımı...

İşte ben böyle biriyim, kızım da benim gibi olmalı, benim kadar olmasa da damarlarında kokoşluk kanı akmalı...

Merakla beklediğinizi biliyorum. Bundan sonraki yazıda sıra artık Bade'ye geliyor :)

Kokoşluk doğum öncesinden başladı...

Tabi ki ilk postum doğum ile ilgili olacak. Çünkü doğumda benim kokoşluğum, doğduktan sonra da Bade'nin kokoşluğu baya konuşuldu :)

Doğuma gitmeden aylar öncesinden hastanedeki odanın nasıl süsleneceği, kapı süsü, hediyelikler vs hazırlandı. Normal doğum olursa diye herkese görevleri verildi, araba bu malzemelerle tıka basa dolduruldu ama -kısmet değilmiş- sezeryan ile dünyaya geldi minik Bade. Aslında benim gibi organizasyon manyağı birisi için en iyisi oldu. Doğuma girmeden odayı, süsleri, fotoğrafçıyı her şeyi organize edip, kafam rahat girdim doğuma :)

İşte odamızdan kareler;

 Bebek bezi pastamız Bade'ye yeğeni Selen'den hediye

 Doğum sonrası hastaneye gelen yakınlarımıza ve arkadaşlarımıza

verdiğimiz yakalıklar

 Çikolata ağacımız Dilara Chocolate'dan

 Sepetimiz ve hediyeliklerimiz Eminönü Havuzluhan'dan

 Kapı süsümüz Bursa'dan el yapımı olarak yapıldı ve geldi....

 Çikolatalarımız Melodi Çikolata'dan 

Hatta Bade'nin hastanede içinde yatacağı o şeffaf çirkin yatağın bile ölçüsünü alıp, şık bir kılıf bile diktirdik. (Babaannemiz sağolsun :))

Doğum sırası ve sonrasındaki kokoşlukları ise bir sonraki yazımda paylaşacağım :)
Kısa ve öz yazıyorum, daha çok resimlerle beslemeye çalışıyorum.
Bir sorunuz olursa buradayım.
Sevgiler,

Neden ben de blogger anne tayfasına katıldım?

Ben yazamam, vaktim yok, yazı kabiliyetim yok vs. sürekli erteledim ama artık ben de bu kervana katıldım. Çünkü çevremdekilerin ısrarlarına dayanamadım. Ay bu kız çok kokoş, nerelerden alışveriş yapıyorsun, en çok da bu bantları nereden buluyorsun? sorularına toplu cevap vermek, biraz da olsa kokoş anne ve bebeklerine yardımcı olmak için yazmaya başlıyorum.
Hepinize sevgiler :)