27 Ocak 2014 Pazartesi

Bir yıl daha bitmiş... Bizim kız 2014'e böyle girmiş...

Bade artık büyüdü, kızı şaklabana çevirmeyeceğim demiştim, vallahi de billahi de çevirmedim. Eskiden olsa yılbaşı konsepti yapacağım diye noel anneler mi yapardım, noel babalarla pozlar mı verdirtirdim neler neler yapardım :)

Bu sefer gittim özene bezene yılbaşı alışverişi yaptım. Kendime çöp almadım valla, hepsi Bade'ye. Baştan aşağıya yılbaşı kombini düzdük bizim kıza :)

Bu yılbaşının bombası, Bade'nin çanta ile tanışmasıydı... Kırmızı, siyah kombinimiz ve detayları aşağıda....


Baştan başlayalım...
Yılbaşı elbisesi kırmızı olur, burada herkes net sanıyorum...


Bu gözlükler de partilerin vazgeçilmez trendi, bu trendden de eksik kalması düşünülemezdi herhalde :)


Siyah rengini bebekler giymezmiş, zaten büyüdüklerinde giyeceklermiş, şimdi renkli giyinsinlermiş fasa fiso...
Hiç te bile.... Bizim sarı papatyaya siyah çok yakışıyor (bence) o yüzden kombinlerde sıkça kullanmaya çalışıyorum (her ne kadar siyah parça bulmakta zorlansam da).


Çanta değişik bir deneyim oldu Bade için, önce çok sevdi, kolundan hiç çıkarmadı, salına salına yürüdü...
Fakat sonrasında hızlı sıkıldı, diş kaşıyıcı olarak kullanmayı tercih etti :)


Kırmızı elbisemiz, siyah boğazlı kazağımız, ayakkabımız ve çantamız Baby Gap. 
Siyah çorabımız Penti. 
Tüm kıyafetlerimiz Türkiye Gap'ten alındı ama kırmızı ayakkabılarımız Happy Bambini sağolsun Amerika'dan geldi :)
Tacımız ise Pettibery'nin yılbaşı hediyesi!


Yeni yıl kutlamaya yan komşuya geçtik, Bartu'yla aramızda sadece 3 gün var, büyük şans...
Umarım bu yaz bahçede birlikte koşup oynacaklar, biz keyif yaparken onlar kendi çaplarında takılacaklar (?) yeni yıl dileklerimden biri de bu :)


İzin verin de bu kadarını yapayım canım, Pfizer'in partisinde koca koca adamlar/kadınlar taktı Bade mi takmayacak :)



Buradaki saç bandımız Puiko: www.puiko.com 
Süslü yılbaşı ağaçlı yaka iğnemiz de Evim Atölye'nin hediyesi: www.evimatolye.com


Yeni yıl hediyelerine bayıldı... Pusetle ilk tanışması, evin içinde dört dönüyor, o günden beri, hala!


2013'ün son çekirdek aile pozu...


Yakalamışken sıkıştırdık o yanakları! Hepiniz için!


Hepinize şık şıkırdak gezeceğiniz, kokoş mu kokoş bir yıl diler Kokoş Kız Bade!


P.S. Merakla bekliyorsunuz biliyorum... Bu sefer sıra Maldivler yazısında... Bizi takipte kalın....

5 Ocak 2014 Pazar

Bizim kız bu fuarda çok eğlendi... Hep götürmeli....

Çocukların çoğu bu kış havalarında tüm hafta evdeler, özellikle çalışan anneler çocuklarıyla kısıtlı vakit geçirebiliyorlar, çocuklar da haklı gezmek istiyorlar. Bizimkisi sabah benim evde olduğumu görünce hemen 'anne atti' diyor :)

İBS Anne Bebek Çocuk Fuarı bizim en keyifli vakit geçirdiğimiz yerlerden birisi oldu. Geçtiğimiz yıl Bade 1.5 aylıkken gitmiştik, o bir şey anlamamıştı ama bana bilgilenme olmuştu. Seneye büyüyünce getireceğim demiştim. Getirdim :) Bu yıl çoğu şeyin farkındaydı, anladı, oynadı, eğlendi.

Genelde her Aralık ayının 20'si haftasonu Cuma-Cumartesi-Pazar günleri Harbiye'de gerçekleşiyor. Daha detaylı bilgi isterseniz; www.ibsfuar.com


İlk defa gerçek kukla gördü. Kukla da çok ilgilendi sağolsun Bade'yle.
İnanılmaz hoşuna gitti, anladı, dinledi, elini tutup öptü, fıstık aldı kukladan :)


En sevdiklerimizden, saç bantlarımızın mimarları ile tanıştık.İzmir'den kalkıp fuara gelmişler.
Anne kız çok tatlılardı :)


Bade'nin ilk tanıştığı çizgi film karakterleri Şirinler oldu. Ama o daha çok mantarlarla ilgilendi. Yemek sandı heralde obur kızım benim haha...



Büyük şirinlerle çok ilgilenmedi ama küçük şirinlere bayıldı, birini alıp hemen sarıldı, eee yaptı, uyutmaya çalıştı kaşla göz arasında...


 Fuarda bir de canlı Şirinler gösterisi vardı. Biz onun ilk 5 dakikasına katıldık. Zaten o kadarı Bade'ye yetti de arttı bile. Ama akıllıca bir hareket yapıp, videoya çekmiştim müzikli ilk giriş kısmını. İyi ki de çekmişim. Anne nay nay diyor, açıp izliyor Şirinlerin naynayna naynan naynanaynnn müziğini :)


Fuarda bu aktivitelerin yanısıra bir de okulların vs. stand alanları vardı. Oralarda oturup yemek yedik, oyuncaklarla oynadık.


Fuar bizim için ilklerin yeriydi. Sallanan at da fuar sonrası favorilerimizden oldu. Gidilip at alındı, evin ortasındaki oyuncak karmaşasına bir de at eklendi.


 Sarı papatyam Tweety'yi de çok sevdi. Kendisinden çok çok büyük olmasına rağmen korkmadı, kucağına çıkmak bile istedi.



Çok minnoş kaldı aralarında :)


Fuar sırasında ve sonrasında o kadar mutlu oldu ki bizim kız, durup durup sarıldı bana, fıstık aldı.
Fıstık almak Bade'nin dilinde teşekkür etmek demek. Resmen teşekkür etti onu getirdiğim için...


Bu fotoğraf da fuarın en sevimsiz fotoğrafı... Noel baba'nın kucağına koydum fotoğraf çekilsin diye, çok korktu. Koca koca Looney Tunes kahramanlarından korkmadı Noel Baba'dan korktu...


My Gym de fuarda yer alan okullardan biriydi, oyun aktivite alanı kurmuştu. 
Oyuncakların içinde Bade sıkıştırdı bir abiyi!?!


Oyun alanının maskotu oldu, birlikte jimnastik yaptılar...( Evet bu kıyafetle :))


Yine sallanan bir şey buldu tabi, bu sefer köpek!


Bu da fuarın efsane pozu! 


Fuarda neredeyse her standda balon veriyorlardı ve her standda fotoğraf çekimi vardı. E en güzel anı fotoğraf tabi. Fotoğraf çektirmeye bayılan bir ikili/anne-kız da hazır olunca elimizde bir sürü fotoğraf oldu.


Kapak olmayı seviyoruz, meşhur olmak bizim işimiz!
Bu sefer aynı kapakta 2 yıl ardada biz.... Büyümüş...

2 Ocak 2014 Perşembe

Tatile gitmeyi hep severdim, şimdi Bade mutlu oluyor diye daha bir ayrı seviyorum....

Tatile gitmeyi kim sevmez ki...

Hepiniz görüyor ve takip ediyorsunuz, ben anne olduktan sonra hayatını çok da fazla değiştirmeyenlerdenim. Bade 1 haftalıktı dışarı çıktık Ekim ayında, 1.5 aylıktı Abant'a gittik kar kış tipi fırtınada, 9 aylık emekleyen bebekti Çeşme'ye gittik. Kısacası biz gezmeyi seviyoruz. Allah var Bade de bize yardımcı bir çocuk.

Bade sonrası tatil anlayışımızda değişen tek şey oldu. Eskiden kendimiz için tatile giderdik, artık Bade için gidiyoruz. Çünkü yeni bir şeylerle karşılaştığında çok mutlu oluyor. Yazın Çeşme'de denizdeyken halini görmeniz lazımdı, inanılmaz mutluydu.

Geçtiğimiz günlerde de Kartalkaya'ya gittik. Kar ile bu kadar içli dışlı ilk tanışmasıydı. En az deniz kadar çok sevdi. Orada denizin içinde olmaya bayılıyordu, burada kızağın üstünde olmaya :)

Kızak sanki Bade için yaratılmış. Kızağın üzerinde gıkını çıkarmadı. Biz doğa yürüyüşü yaptık, o arkamızdan geldi. Biz kaydık o kızağın üzerinde uyudu. Ağzının tadını biliyor tabi, temiz hava seviyor bizim kız...

Resimlerle olayı biraz daha anlatmak isterim;


Şunun tipine bakar mısınız? Minik hanıma kayak salopeti giydirince aldığı hal...
Saç bandımız tabi ki eksik değil :)


 Burada da kar üzerinde yürümeye çalışıyor. Kayağa gitmeden 1 hafta yürümeye başlayan bir bebek için karda yürümenin zorluğunu siz tahmin edin...


Şunun mutluluğuna bakın... Kızakta keyfine diyecek yok!


Bu da kızakta uyumaya bayılan Bade! Astronot Bade!


 Denizi de karı da çok seviyor ama ikisinde de ortak tek bir şeyi sevmiyor: gözüne gelen güneş!

Bu arada bilgi vereyim ayakkabılarımız ve eldivenlerimiz Adidas.
Özellikle bu yaş için kayak eldiveni bulmakta çok zorlandım. Biraz büyük ama 2-3 yaş su geçirmeyen eldiven işimizi gördü.



Görev bilinci ile yanıp tutuşuyor, bırakma yandaki kulpları dedik diye...



Hep kızakta mı oturacağız yahu, biraz da soğuğu hissedelim -12'leri gördük!


 Bu arada soran çok oldu. Kayak kıyafetlerimiz Kanada'dan. Türkiye'de 1 yaş için kayak kıyafeti bulmak imkansız. Dediğim gibi eldivenleri bile zor buldum. Onlar bile 2-3 yaş.
Markası Oshkosh. Kokoş kıza oşkoş yakışır zaten :) hehe

Kayak takımının içinde bir örnek salopeti, kayak montu, kulakları kapatan şapkası ve boyunluğu vardı.


Bir anne kız pozu olmadan olmaz dedim :)


Bu da son! Ama mutsuz son! 

Karı ve kızağı çok seven Bade, direk karın üzerine yatmayı hiç sevmedi.
Oysaki bu pozu çok hayal etmiştim, kısmet değilmiş :)